Q
TRT Belgesel Kanalı’nda yayınlanan bu özel bölümde, baharın gelişiyle Afrika’dan Mısır üzerinden Türkiye’ye göç eden Küçük Akbabalar’ın hikâyesini anlatıyoruz. Ankara’dan yalnızca bir buçuk saat uzaklıktaki Beypazarı’nda, nesli tehlike altındaki bu eşsiz türü yakından görme şansı bulabilirsiniz. Küçük Akbaba, dünya çapında yok olma tehlikesiyle karşı karşıya ve biz de bu nadir canlıya ve onun yaşadığı eşsiz Beypazarı doğasına dikkat çekmek için bu filmi hazırladık.
Türk edebiyatına ilham veren ve artık sinemamızın usta yönetmenlerini de cezbeden bozkır ekosisteminden geçerek Beypazarı’nın sarp kayaçlarında yuvalanan, yavrularını uçurmaya hazırlanan Küçük Akbabalar’la karşılaşmaya hazır olun. Çekimlerimiz sırasında yanımızda olan pek sevgili, usta oyuncu Tuna Orhan, sadece bu nadir kuşlara değil, Beypazarı’nın doğal ve kültürel zenginliklerine de hayran kaldı.
Ankara’da akbaba mı olur demeyin; Beypazarı’nın doğasını ve kültürel zenginliğini keşfetmek için yola çıkın.
Biyolog ve kuşbilimci arkadaşımız Ferdi Akarsu, Küçük Akbabalar ile Beypazarı’na gelen diğer akbaba türlerini ve aralarındaki farkları etkileyici bir şekilde anlattı. Kızıl Akbaba, Kara Akbaba ve Küçük Akbaba arasındaki beslenme zincirini açıklarken, bu türlerin doğanın çöpçüleri olarak ekosisteme nasıl hizmet ettiğini vurguladı. Ancak daralan yaşam alanları ve endüstriyel tarımın etkisiyle, Beypazarı’ndaki çöplüklerde beslenmek zorunda kaldıklarını üzülerek anlattı.
Bir çok filmimizde olduğu gibi, bu projede de yalnızca yaban hayatı değil, bölgenin kültürel dokusunu da ekrana taşıdık. Geçtiğimiz yıllarda kaybettiğimiz Hasan Amca, doğanın insan yaşamıyla iç içe nasıl bir uyum içinde var olduğunu tüm samimiyetiyle ortaya koymuştu. Hayvanlarını otlatırken akbabalarla kurduğu bağ ve kavalından yükselen melodiler hâlâ kulaklarımızda yankılanıyor. Hasan Amca’yı bir kez daha rahmetle anıyoruz. Onun gibi iyi insanlar, doğaya ve yaşama değer katıyor.
HENÜZ ÇOK GEÇ DEĞİL